Medya halkın sesi, gözü, kulağı mıdır? Yoksa toplumdaki güçlü ve baskın grupların sesini duyuran, deyim yerinde ise onların borusunu çalan, bu güçlerin eli-kolu olarak faaliyet gösteren güdümlü araçlar mıdır? Halkın sesini siyasi elitlere ve karar verme sürecini kontrol altında bulunduran güçlere duyurma işlevini mi yerine getirir? Yoksa, toplumdaki etkin güçlerin vazgeçilmez ve çok güçlü silahları olarak, toplumun sosyal-ekonomik problemlerini maniple edip, geniş halk kitlelerinin ilgi, dikkat ve enerjilerini başka alanlara kanalize etme görevlerini mi icra ederler? Kuşkusuz bütün bu ve böylesi türden sorulara farklı insanlar, farklı cevaplar vereceklerdir (Arslan, 1999). Fakat şurası çok açık bir gerçektir ki, medya çok önemli bir toplumsal güçtür. Bunun içindir ki bu gücü kimi zaman iktidarlar kendi lehlerine kullanmak istemiş kimi zaman da kendilerine karşı gördüklerini engellemek istemişlerdir.
Konumuza geçmeden önce medya hakkında yapılmış bazı tanımlara yer vermek kanımızca yararlı olacaktır. Bazıları şunlardır:
“Bizim Türkçe’de medya olarak kullandığımız, İngilizce’deki media sözcüğü, araç, orta, ortam aracı, anlamlarına gelen medium (Latince medius) sözcüğünün çoğuludur. Diğer yandan, Türkçe’de “media” sözcüğünü karşılamak üzere, oldukça hantal kaçmakla birlikte, “kitle iletişim araçları” kavramı da kullanılmaktadır. Ancak, kavramın kullanışsızlığı, Türkçe olmasa da, medya daha yakın bir kullanım kazandırmıştır. Bununla birlikte, “medya aracı”, “medyalar” gibi yanlış kullanımlarının da gösterdiği gibi, kavramın kullanışsızlığı medya sözcüğünün, genellikle belirli bir kafa karışıklığıyla birlikte dilimize girdiği de söylenebilir.”(Nalçaoğlu, Halil, (2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları,İst.)
Medya denince hangi iletişim araçlarını anlamamız gerekiyor?
Medya deyince neyi kastediyoruz? Bunu yukarıda kısaca vermeye çalıştık. Peki bu kavramın içine neler giriyor şimdi biraz da bundan bahsedelim. Kavramı en geniş anlamı ile kullanıldığında, karşımıza çok kişiye ulaşabilen her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri(kitaplar, gazeteler, dergiler, broşürler, billboard’lar, radyo, film, televizyon, internet gibi) içeren çok geniş bir iletişim araçları yelpazesi çıkıyor.”(Nalçaoğlu, Halil, (2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları,İst,
İşte bu araçlar halkı bilgilendirme ve yaşadığı evren hakkında fikir edinme özgürlüğünü sunuyor.biz bunlardan daha çok gazete ve kimi zaman da televizyonu ele alacağız çünkü en yaygın kitle iletişim araçları bugün için bunlardır. Eğer medyayı kategorilere ayırmak istersek şöyle bir tablo karşımıza çıkar.
1. Aracılık ettiği toplumsal ilişki türlerine göre: a)kişiler arası b) kitlesel c) şebeke (ağ)
2. Kanala/bileşime göre: a) yazılı (gazete) b) elektronik (TV) c) kimyasal (film)
3. Çalıştırdığı duyulara göre: a) görsel b) işitsel c) dokunma duyusuna seslenen (körler alfabesiyle yazılmış kitaplar gibi) d)karma
4. Ödeme/alma biçimine göre: a) doğrudan satın alınan b) doğrudan ödeme yapmadan alınan c) genel erişim için ücret ödenen d) özgül içeriği izlemek için ödeme yapılan
5. Teknoloji kullanımına göre (ör., TV): a) aile TV'si b) kahvelerdeki TV c) konser salonunda sahnedeki dev ekran
6. Medya içeriğine (türe) göre: a) eğlence-kurmaca (TV'de eğlence: i) soap opera, ii) durum komedisi, iii) aksiyon-macera) b) bilgilendirme-haber-gerçeğe yakınlık c) reklam
7. Mülkiyete göre: a) ticari b) devlet sahipliğinde/kontrolünde ama kamu hizmeti c) bağımsız kamusal
8. Medya örgütlerine göre (ör., TV): a) şebeke TV'si (ulusal) b) yerel bağımsız TV istasyonu c)uluslar arası televizyon kanalları(KEJANLIOĞLU, Beybin(2001). “BİA YerelMedyaEğitimProgramı”.İst.)
Şimdi ülkemizdeki basın tarihini bakmamız konuyu anlamız açısından önemlidir. Çünkü ülkemiz basın tarihi sansürlerle doludur. Basının ülkemizdeki tarihsel gelişimini vermeye çalışalım.
TÜRK BASIN TARİHİ
Türkiye de yayımlanan ilk gazete, Fransız elçiliğinin Fransızca olarak çıkardığı Bulletin des Nouvelles’dir(1795). İlk Türkçe gazete ise devletin resmi gazetesi niteliğindeki Takvimi Vekayi’dir, daha sonra William Churchill adlı bir İngiliz’in devlet desteği ile çıkardığı yarı resmi Ceridei Havadis (1840) ve Agah Efendi ile Şinasi’nin birlikte çıkardıkları Tercümanı Ahval (1860) yayımlandı. Özel girişim tarafından yayımlanan ilk Türkçe gazete Tercümanı Ahval fikir gazeteciliğinin de öncüsüydü ,1864’ten sonra , yayımlanan gazete sayısı arttı, basınla ilgilenmek üzere Matbuat Umum müdürlüğü kuruldu ve ilk nizam name yayımlandı(1864),
Konumuza geçmeden önce medya hakkında yapılmış bazı tanımlara yer vermek kanımızca yararlı olacaktır. Bazıları şunlardır:
“Bizim Türkçe’de medya olarak kullandığımız, İngilizce’deki media sözcüğü, araç, orta, ortam aracı, anlamlarına gelen medium (Latince medius) sözcüğünün çoğuludur. Diğer yandan, Türkçe’de “media” sözcüğünü karşılamak üzere, oldukça hantal kaçmakla birlikte, “kitle iletişim araçları” kavramı da kullanılmaktadır. Ancak, kavramın kullanışsızlığı, Türkçe olmasa da, medya daha yakın bir kullanım kazandırmıştır. Bununla birlikte, “medya aracı”, “medyalar” gibi yanlış kullanımlarının da gösterdiği gibi, kavramın kullanışsızlığı medya sözcüğünün, genellikle belirli bir kafa karışıklığıyla birlikte dilimize girdiği de söylenebilir.”(Nalçaoğlu, Halil, (2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları,İst.)
Medya denince hangi iletişim araçlarını anlamamız gerekiyor?
Medya deyince neyi kastediyoruz? Bunu yukarıda kısaca vermeye çalıştık. Peki bu kavramın içine neler giriyor şimdi biraz da bundan bahsedelim. Kavramı en geniş anlamı ile kullanıldığında, karşımıza çok kişiye ulaşabilen her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri(kitaplar, gazeteler, dergiler, broşürler, billboard’lar, radyo, film, televizyon, internet gibi) içeren çok geniş bir iletişim araçları yelpazesi çıkıyor.”(Nalçaoğlu, Halil, (2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları,İst,
İşte bu araçlar halkı bilgilendirme ve yaşadığı evren hakkında fikir edinme özgürlüğünü sunuyor.biz bunlardan daha çok gazete ve kimi zaman da televizyonu ele alacağız çünkü en yaygın kitle iletişim araçları bugün için bunlardır. Eğer medyayı kategorilere ayırmak istersek şöyle bir tablo karşımıza çıkar.
1. Aracılık ettiği toplumsal ilişki türlerine göre: a)kişiler arası b) kitlesel c) şebeke (ağ)
2. Kanala/bileşime göre: a) yazılı (gazete) b) elektronik (TV) c) kimyasal (film)
3. Çalıştırdığı duyulara göre: a) görsel b) işitsel c) dokunma duyusuna seslenen (körler alfabesiyle yazılmış kitaplar gibi) d)karma
4. Ödeme/alma biçimine göre: a) doğrudan satın alınan b) doğrudan ödeme yapmadan alınan c) genel erişim için ücret ödenen d) özgül içeriği izlemek için ödeme yapılan
5. Teknoloji kullanımına göre (ör., TV): a) aile TV'si b) kahvelerdeki TV c) konser salonunda sahnedeki dev ekran
6. Medya içeriğine (türe) göre: a) eğlence-kurmaca (TV'de eğlence: i) soap opera, ii) durum komedisi, iii) aksiyon-macera) b) bilgilendirme-haber-gerçeğe yakınlık c) reklam
7. Mülkiyete göre: a) ticari b) devlet sahipliğinde/kontrolünde ama kamu hizmeti c) bağımsız kamusal
8. Medya örgütlerine göre (ör., TV): a) şebeke TV'si (ulusal) b) yerel bağımsız TV istasyonu c)uluslar arası televizyon kanalları(KEJANLIOĞLU, Beybin(2001). “BİA YerelMedyaEğitimProgramı”.İst.)
Şimdi ülkemizdeki basın tarihini bakmamız konuyu anlamız açısından önemlidir. Çünkü ülkemiz basın tarihi sansürlerle doludur. Basının ülkemizdeki tarihsel gelişimini vermeye çalışalım.
TÜRK BASIN TARİHİ
Türkiye de yayımlanan ilk gazete, Fransız elçiliğinin Fransızca olarak çıkardığı Bulletin des Nouvelles’dir(1795). İlk Türkçe gazete ise devletin resmi gazetesi niteliğindeki Takvimi Vekayi’dir, daha sonra William Churchill adlı bir İngiliz’in devlet desteği ile çıkardığı yarı resmi Ceridei Havadis (1840) ve Agah Efendi ile Şinasi’nin birlikte çıkardıkları Tercümanı Ahval (1860) yayımlandı. Özel girişim tarafından yayımlanan ilk Türkçe gazete Tercümanı Ahval fikir gazeteciliğinin de öncüsüydü ,1864’ten sonra , yayımlanan gazete sayısı arttı, basınla ilgilenmek üzere Matbuat Umum müdürlüğü kuruldu ve ilk nizam name yayımlandı(1864),